Santos’un Beşiktaş’ı hedefsiz kaldı / Attila Gökçe (Milliyet)
Bir tuhaf, bir acayip takıma dönüştü Beşiktaş. Fernando Santos’un göreve geldiği günden bu yana daha savunmacı karakter kazandığı öne sürülse de hemen her hafta değişen geri hatlarıyla sıkıntılı maçları sıkça tekrarlamaya başladı.
Selçuk İnan’ın iş başı yaptığı maçta Gaziantep FK elbette ev sahibi olmanın avantajını kullanacaktı. Beşiktaş, kendi büyüklüğünü ve kalitesini İstanbul’da unutmuş göründü. Evet, topa daha çok sahip olan konuk takımdı.. Evet, fırsat bulduğunda (3) şut atmayı da denemişlerdi. Ama geriden pasla çıkarken kaptırdıkları bir topla Gaziantep FK sağ bek Sorescu’nun ayağından golü buluverdi.
Orta alanda haftalardan beri Musrati, Fernandes ve Zaynutdinov güzellemelerini adeta ezberledik. Ama bu ustalar ev sahibi takım yirmili dakikalarda zincirleme pas gösterisi yaparken duruma hiç müdahil olmadı. Topu kazandıklarında da bir iki şık pastan sonra pozisyonu tamamlayamadan geri döndüler.
Tatsız, tuzsuz, derinliği ve rengi olmayan sıkıntılı bir oyun… Beşiktaş lig üçüncülüğünü mü kovalayacak? Üçüncünün (Trabzonspor) peşinde tamamlar sezonu. Peki büyük hedefleri ne? Türkiye Kupası’nı almak… Bu ekip Ankaragücü gibi netameli bir rakiple mücadele edip yarı finalde kazanabilecek bir güvence veriyor mu? Finalde iddialı olabilir mi sizce? Bence hayır!
62’den itibaren Santos’un üç santrforlu (!) Semih, Cenk, Aboubakar’lı hamlesini izledik. İşe yaramadı.
Gaziantep FK’de Mustafa Eskihellaç çok yetenekli bir kanat oyuncusu. 85’te getirdiği topla Draguş’a öyle bir asist yaptı ki, ayağa kalkıp alkışlamak gerekirdi.
Cenk Tosun’un penaltıyı kaleciye teslim etmesi de günün bir başka gösterisi oldu.
Gelelim Arda Kardeşler’e… Bir gün önce oynanan Fenerbahçe-Pendikspor maçında öyle çirkinlik ve garipliklere tanık olduk ki, Arda Kardeşler’in de bundan etkilendiğini anladık. Oyuna özen gösterdi. Kritik kararları isabetle verdi, hatasız maç yönetti. O çirkinliğin tekrarına izin vermedi.
Son not: On birinci yenilgiyi aldılar. Bu sayı son yılların rekoru oldu. (Devamı var)
Migrenimin merkezi! / Ali Ece (Fanatik)
Bu kadar yüksek bonservis bedeli ödenmiş Musrati’nin top çıkartırken yaptığı hata tabii ki hoşgörülebilecek cinsten değil lakin orada Onur Bulut’un çevresini hiç taramadan ezbere Musrati’ye oynaması da Beşiktaş’ın sezon başından beri devam eden kolektif kalitesizliğin yüzlerce numunesinden birisi.
Sahi Türkiye’de oynayıp da Onur Bulut’a çalım atmamış bekinden açığına herhangi bir sol kanat oyuncusu kaldı mı? Belki Zaynutdinov Beşiktaş’ın rakiplerinden birinde oynasaydı o Onur Bulut’a çalım atamayan tek sol kanat olabilirdi. Bu sezon daha önce 12 maç sol bekte, 10 maçta da stoperde oynatılan Zaynutdinov bu kez hangi akla hizmetse ofansif merkez orta saha rolünde ilk 11’de sahaya sürüldü. Beşiktaş 11’indeki bu kalitesizlik başı hiç ağrımamış insanı bile kronik migren hastası yapar. 2023 yazında bu kadar kötü kadro mühendisliği yapanları Lovren kovalasın! Ailemi geçindirmek için bu yazıyı yazmak ve maç sonrası Vole’de program yapmak zorunda olmasam evde izlesem ilk yarı tamamlanmadan televizyonu kapatırdım.
Santos hocam, tamam kadron Beşiktaş tarihsel standardının altında ama Muçi varken Zaynutdinov’u 10 numara oynatmanın mantığı nedir? Sen Bruno Fernandes, Bernardo Silva gibi en üst düzey ofansif orta sahaları çalıştırmış bir tecrübeye sahipsin, Zaynutdinov ile Bruno Fernandes kazara meslektaş olsalar da aynı işi yapabilirler mi? Bir de Zaynutdinov’un 10 numarada oynaması uğruna Muçi ilk 45’te sola hapsedildi ya işte beyin tomografisi çektirsem 45 dakikalık kesintisiz migrenimin merkezi. İkinci yarıda Zaynutdinov yerine formsuz Cenk’i oyuna almak kadro kalite bozukluğundan kaynaklanan bir mecburiyet diyelim, 62’de Muçi’’yi oyundan almanın manası nedir? 90 dakikalık bitmeyen migrenimin devamından başka bir şey değil! Santos hocamın bu maçtaki teknik direktörlük performansı Zaynutdinov ve Onur Bulut’un futbolculuk performansları kadar kötüydü.